ÇÜNKÜ AYRILIK DA SEVDADANDIR

     Sanırım son yazımı yazdığımda havaalanına gidiyordum eşimi karşılamaya. Gittim de. Nirvana günlerinden bahsedeyim biraz,sadece zor zamanlarda yazıyor gibi olmayayım. Havaalanı yolunda heyecan strese dönüşmüştü,şiddetli yağmurun etkisiyle de trafik berbat haldeydi zaten. Tam iniş zamanı alana vardık. Öyle bir heyecan olamaz. Onu yeniden gördüğüm an kalbim gerçekten yerinden fırlayacaktı. Hani lisede uzaktan aşık olduğun çocuk vardır,günlerdir ortalıkta yoktur, merak edersin ama soramazsın kimseye nerede olduğunu,sonra bir gün kantinde ya da koridorda karşına çıkıverir de kalbin ağzına gelir ya işte ona benzer bir duygu. Sonrasında çok uzun saatler gerçekten yanımda olduğuna inanamayarak ve bir an olsun yanından ayrılmak istemeyerek geçti. O duyguların çok fazla detayına girmeyeceğim ama kendi öz kocama yeniden aşık olduğumu anlamış oldum. Adam delirmiş olduğumu düşünür diye duygularımın bir kısmını belli etmemeye çalıştım. Bir kez daha anladım ki aşkın mayası imkansızlık...Aşağıda sevgilimin gelişinin şarkısını paylaşıyorum.
    Burda Ali Fırat'ın babasını nasıl karşıladığını kısa da olsa anlatmak zorundayım, nitekim herkesin ilk sorduğu şey bu oldu. Biz Ali Fırat'ın olumsuz tepki vereceğinden çok korkuyorduk,hatta ben emindim. Babasını unutmuş olmasından da şüpheleniyordum. Ama bizi bir kez daha şaşırttı ve babasını gördüğü an kucağına gitti,"Baba" dedi- ki eşim giderken henüz demiyordu-, sarıldı, hatta öptü.
Sonraki günlerde de hemen hemen hiç ayrılmadı. Onun da en az bizim kadar özlemiş olduğunu gördük,içimiz burkuldu. İki hafta boyunca baba-oğul mükemmel bir balayı yaşadılar. Bunları yazarken içim eziliyor.
     Aslında ben de özlemden geberiyordum ama onu görünce zannettiğimden çok daha fazla özlemiş olduğumu gördüm. Hasılı çok güzel ve yoğun bir 15 gün geçirdik. Görüşebildiğimiz kadar çok arkadaşla görüştük. Sadece sevgililer gününe denk gelen son gecemizde evde başbaşa kalabildik. Ve tabi ki zaman çok çabuk geçti, ikinci ayrılık geldi. Gideceği gün berbat haldeydim,öğleye kadar iş yerinde zor durabildim,masamda mütemadiyen ve çaktırmadan ağlayarak. O kadar üzgündüm ki gittikten sonra "geçti" diye bir rahatlama bile yaşadım. Bu da ayrılığın ve bende kalan duygunun şarkısı:

    Havaalanına giderken Ali Fırat arabada uyandı ve babasının gidişini görmedi.Gittikten sonra sakin ve durgundu. Sonraki bir kaç günü de öyle geçti. Sonra babasını sormaya başladı. Kapı çalınca "baba!" diye kapıya koşuyor...Bunları yazarken de içim ezilmek değil kıyılıyor, parçalanıyor.
    Gereğinden fazla hüzünlü bir yazı oldu. Maksadımı aştım, o yüzden ikinci yazıya geçiyorum...
 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2022, Ben geldim!

KAÇAN KOVALANIR

"Dünyayı Güzellik Kurtaracak, Bir İnsanı Sevmekle Başlayacak Herşey"