Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1 Ocak 2017

       2017!        Zamanda bölünme, tasnif edilme, kırılma... Keşke takvim yapraklarıyla olsaydı, ama değil. Değil işte! Öyle olsaydı bu günün ilk saatlerinde kalbimizden milyonuncu kez vurulmaz, kaleşnikof denen lanet makinayla insanlığımız, düşlerimiz, umutlarımız, dünümüz, bugünümüz, yarınlarımız taranmazdı. Bu nasıl bir dünya? Bir yanımız bilgisayarda ağıt yakacak kadar naif, diğer yanımız yaşama kıyacak kadar hain! Onlara "diğer yanımız" derken bile tüylerim ürperiyor, klavyede parmaklarım titriyor. Fakat ne ki, tarihin aynı sayfalarında yer alacağız. Onların zulmü satırlara yazılacak, bizim naif sessizliğimiz görünmeyecek. Ama biz bunları yaşamamış sayılmayacağız.        Eğer blogumu takip eden dostlar varsa, bağışlasın. Benzer şeyleri kaçıncı kez yazmakta olduğumu bilmiyorum. Ama elimden gelen tek şey yazmak. Bu zehri bir kaç damla da olsa akıtmak zorunluluğu... Hani bazen de bir iyimserlik geliyor, bu kabus biterse olan biteni unutmayayım diye düşünüyorum. Başka