PERSEPOLIS

Dün çok yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine uzun zamandır ilk kez bir film izledim. Persepolis nam film değişik bir animasyon tekniğiyle 1979 İran Devrimi ve sonrasında yaşanan olayları İranlı küçük bir kızın yaşamı üzerinden anlatıyor,üstelik gerçek bir yasamöyküsünden uyarlanarak. Filmin yonetmeni Marjane Satrapi nin kendi hikayesini sunumu gerçekten özgün. Bir eleştirmen olmadığım için bu kısmı daha fazla uzatmayacagim. Dun gece filmi izlediğim için bugün işe uykusuz geldim, geldiğimden beri de konuyla ilgili birşeyler okuyorum. Dünyanın en köklü medeniyetlerinden birinin devamı olan Iran ın kendi başına getirdiği işler ya da geldiği oyunlar dehşet verici düzeyde.  Özellikle filmdeki bazı şeyler ne yazık ki ülkemizde yasanan süreç ve değişimle olan benzerliğinden dolayı ürkütücü ve endişe verici. Oldukça soğuk renkler,çizgiler ve efektler kullanıldığı halde filmin yaşattığı duygu çok yoğun. Marji nin bir İranlı olarak Viyana'da yaşadıkları benim bir Güneydoğu lu olarak İstanbul da yaşadıklarımı anımsattı bana.Filmi izlerken çok sevdiğim bir şarkıyı anımsadım,buyrun:


 Sevgili arkadaşım Ceylin, filmi izlememe vesile olduğun için minnetler. Bu arada unutmadan, Afgan asıllı yazar Khaled Hosseini nin Uçurtma Avcısı (The Kite Runner) romanı ve uyarlama filmi bu bağlamda şiddetle tavsiye ederim. Okuyun, izleyin...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAÇAN KOVALANIR

2022, Ben geldim!

"Dünyayı Güzellik Kurtaracak, Bir İnsanı Sevmekle Başlayacak Herşey"