Anne-Bebek-Vicdan Azabı Üçgeni

    Allah'ım, şu zavallı anneliği vicdan azabı denen aşağılık duygunun pençesinden kurtar lütfen. Amin. Eminim o zaman anneler enerjilerini çok daha verimli kullanabilecekler. Sevgili Esra Sert "vicdan azabının annelikle imtihanı" diye çok yerinde bir yazı yazmıştı bir zamanlar. O karizmatik duyguyu ayaklar altına seren annelik hallerinden bahsediyordu. Gerçekten anneliğin en kesif duygusudur diyebilirim. Bu akşam ev halkının tüm engellemelerine rağmen oğlumu banyo yaptırdım. Termosifon bozulmuştu, suyu ketılda ısıttım, su az gelince tekrar ısıtmak zorunda kaldım, o esnada oğlum banyoda ıslak olduğu için çok üşüdü. Bunu yazarken ellerim titriyor. Onun üşümesi yerine ben donsaydım şu anda kendimi daha iyi hissediyor olurdum sanırım.
    Bu yazıyı bir anne okuyorsa "hiiiii, cık cık cık" diye tepki veriyordur ama "normal insan" okuyorsa "ee, ne var bunda diyordur". Kendimi gerçekten suçlu ve kötü hissediyorum, eğer oğlum birkaç gün içinde Allah korusun hasta olursa kendimi öldürebilirim. Bebekliğin ve çocukluğun edilgenliği benim içimi çok yakıyor. Onun adına hemen her şeye sen karar veriyorsun çünkü. O istese de istemese de sana tabii oluyor.
    Daha önceki bir yazımda da bu konuya değinmiştim zaten. Sanırım vicdan azabı denen illeti de bu durum tetikliyor, karar verici ve uygulayıcı sensin çünkü. Dolayısıyla sorumluluk sana ait. Ne bileyim, çok basit bir konu gibi oldu ama aslında mevzu önemli, çünkü bir anne 7/24 bu duyguyla yaşıyor. Oğlum çok süt içtiği için bazı geceler bezi taşıyor ve giysileri ıslanıyor. Ve bir sebepten uyanıp kontrol etmemişsem sabaha kadar o şekilde yatıyor. Bu bile bana o kadar azap çektiriyor ki gece daha sık uyanıp onu kontrol etmediğim için.
    Günlük bakımı, beslenmesi, temizliği, uykusu...Bunların herhangi birinin herhangi bir şekilde aksaması beni duygusal olarak çok yoruyor. Diğer anneler için de böyle olduğuna adım kadar eminim. Bu yüzden yazıyorum bu konu hakkında. Ama kalıcı bir duygu bozukluğu yaşamaktan da korkmuyor değilim. Her neyse, şimdi bunların hepsini unutup, "aman canım, bünyesi güçlensin biraz, sokakta yaşayan çocukların canı yok mu?" gibi argümanlarla kendimi rahatlatmak, bir yandan da hasta olmaması için dua ederek "güzel" bir uyku çekeyim ben. Canım oğlum, seni sevgi ötesi bir duyguyla sarmalıyorum. Tatlı rüyalar...
                                                                                                                        Şubat 2013 Gaziantep

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sekreter

2022, Ben geldim!

"Dünyayı Güzellik Kurtaracak, Bir İnsanı Sevmekle Başlayacak Herşey"