Can Sıkıntısı

       Öyle günler var ki, sanki herkes insana düşman, herkes uzak ya da yabancı. İnsan kalabalık içinde ama yalnız ve iğreti. Canın sıkkın ama kimseden fayda yok gibi.
    Herhangi bir gün bu ruh haline bürünmek için çok fazla şeye ihtiyaç yok aslında. Bir yada iki insanın herhangi birşeyden dolayı canını sıkması, hevesini kaçırması ya da seni anlamaktan çok uzak olması yeterli. Ben genelde cumartesi günleri koca haftanın verdiği yorgunlukla böyle hissederim kendimi. Normalde çevremde yüzlerce eşim dostum yoktur ama konuşmak istediğimde ya da canım sıkkın olduğunda paylaşmak istediğim yeterince insanım/yakınım vardır. Ama şu psikolojide onlar da uzağımda kalıyor.
    Önce biri gelip canımı sıkıyor,sonra biri daha...Bu kadarı yeterli oluyor zaten. Sonra içindeki siniri atamıyorsun dışarı. Belki bir dağa tepeye çıkıp bağırmak isterken, belki süratle araba kullanıp hiç birşey düşünmek istemezken, belki şuursuzca yürümek, koşmak isterken yani kafayı boşaltmak isterken hiç bişey yapamadan bilgisayarının başında oturmak zorunda kalıyorsun ve deliriyorsun. Madem kendi kendine atamadın bari birine anlatıp rahatlayayım diyorsun ama bir anda herkesi çok uzağında görüyorsun ve benim şu anda olduğum gibi kendini yiyip duruyorsun.
                                                                                                            07.01.2012

Yorumlar

  1. Bence şu heykel olayını yasaklasınlar. :)
    Verdiğimiz vergiler; yol, su, elektrik olarak dönsün bize.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sekreter

2022, Ben geldim!

"Dünyayı Güzellik Kurtaracak, Bir İnsanı Sevmekle Başlayacak Herşey"