BAŞUCU KİTAPLARI-1

Uzun zamandır çılgın gibi okuyorum. Ama bu defa kaçma, sayfaların kuytuluklarına saklanma okuması değil. Ders çalışır gibi okumak. Kendimle ve insanla ve insan ilişkileriyle ilgili o kadar çok şey var ki bilmediğim ve öğrenmek istediğim. Elimden geldiğince isabetli okumalar yaparak sorularıma cevap bulmaya çalışıyorum. Bazı sorular cevaplanırken bilgi denen sonsuzluğun kapılarının aralanmasıyla kafama yeni soru işaretleri doluşuyor. Son zamanlarda başucu kitabı denilecek türden kitaplar okudum. Bana çok iyi gelen şeyler buldum. Ancak ne var ki çok çabuk unutuyorum okuduğum kitapları. Acaba kendime bir iyilik etsem de bazı notlar mı alsam diye düşünmeye başladım. Ne de olsa artık kişisel bilgisayarım da var. 2017 ye girdiğimizden beri bu listeye girebilecek kitaplarım şöyle;

Alain de Botton- Aşk Dersleri
Jeanette Winterson- Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın
Marshall Rosenberg- Şiddetsiz İletişim
Prof. Dr. Cengiz Güleç- Aşkın Son Sözü

Son sıraya yazdığım kitap henüz bitmedi. O kadar iyi geldi ki bana sindire sindire okumak istiyorum.
Daha önce Mutluluğun Mimarisi ile tanıştığım Alain de Botton un Aşk Dersleri adlı kitabı adına hiç benzemeyen, ilişkiler üzerinden bize kendimizi tanıtan nefis bir kitap. Roman formunda yazıldığı için oldukça akıcı bir dili var. Nasıl aşık oluruz, neden evleniriz ve o ilişkiyi nasıl sürdürürüz ana başlıklarında aslında oldukça sıradan dünyalarımıza tertemiz bir ayna tutuyor. Unutmamak adına kitaptan bazı alıntılar ekleyeceğim buraya.
'Aşki sevgilinin bizim zayıflıklarımızı ve dengesizliklerimizi düzeltmeyi vadeden özelliklerine duyulan hayranlık demektir. Bir tamamlanma arayışıdır.'
Her durumda yola çıkış motivasyonu bu olmasa da aşkın bir tamamlanma arayışı olduğu konusunda yazarla aynı fikirdeyim. Bazen sende olanı bulduğun biriyle, bazen olmayanı gördüğünle, bazen de yaralarının ortak olduğuyla. Ama hep içindeki o boşluğu doldurmak için.
'Hakikaten samimi bir bakış açısına göre mantık evliliğinin mantıklı bir tarafı yoktur...Aslında bir evlilik ne kadar hesapsızca yapılmış gibi görünüyorsa o kadar güvenli olduğu söylenebilir. Çünkü bu bariz 'pervasızlık', eski zamanların sözümona makul birlikteliklerinin maruz kaldığı bütün hataları ve trajedileri dengeleyen bir karşı ağırlık olarak görülür...Rabih evlilik teklif ediyor çünkü bu ona çok tehlikeli bir şey gibi geliyor. Evlilik yolunda gitmezse, ikisinin de hayatı mahvolur. Evliliğin artık gereksiz, beraber yaşamanın çok daha güvenli olduğunu ima eden sesler, pratiği düşününce haklı, diye kabul ediyor Rabih. Ama tehlikenin duygusal açıdan ne kadar cezbedici olduğunu gözden kaçırıyorlar. İnsanın gidişat birkaç kez ters köşeye yatırsa karşılıklı yıkımla sonuçlanabilecek bir deneye sevgilisiyle beraber girişmesinin duygusal cazibesini anlamıyorlar. Rabih aşk uğruna mahvolup yok olmaya gönüllü oluşunu bağlılığının bir kanıtı olarak görüyor. Evlenmenin pratik bakımdan 'gereksizliği', bu fikri olsa olsa duygusal açıdan daha çekici hale getirir. Evli olmak ihtiyat, muhafazakarlık ve çekingenlikle ilişkilendirilebilir. Fakat evlenmek bambaşka, daha pervasız, dolayısıyla da daha albenili bir romantik tekliftir.'
Yıllarca düşündüm, o koşullarda evlenmeye nasıl karar verdim diye. Tam da böyle sezgilerle evlendiğimi okurken farkettim.
'Bundan birkaç yüzyıl sonra, çağımızın evlilik için yeterli gördüğü kendini bilme düzeyi kafa karıştırıcı. hatta düpedüz barbarca bulunabilir. İşte o zaman herkesin hemen savunmaya geçmeden hoşgörüyle, sevecenlikle cevap vermesi gereken standart, peşin hükümden tamamen uzak soru şu olur herhalde, 'senin ne gibi deliliklerin var bakalım?'
Bu da beni hem gülümseten hem de onaylayan bir alıntı. Birkaç yıl oldu daha, her 'normal' insanın bazı delilikleri olduğu.
'Daha heyecan verici insanların peşine düşmemizin nedeni hayatın onlarla güllük gülistanlık geçeceğine inanmamız değildir. Bu ilişkide hüsrana uğrama örüntülerinin insanın içini rahatlatacak kadar tanıdık olacağına dair bilinçdışı bir histir.'
Bu da maalesef yaşadığım ve peşinden gittiğim bilinçdışı bir hissin dışavurumudur.
Kitaba şöyle bir göz attım ve çok fazla altı çizili satır olduğunu farkettim ve hepsini yazamayacağıma karar verdim. Devamını da artık meraklısı okusun. Ama ben bu kitabı en az bir kere daha okuyacağım. Diğer kitapların alıntı ve yorumları da bir başka yazıya artık. Ben şimdi biraz yalnızlığın ve şarabın tadını çıkaracağım.
Sevgiyle kalalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAÇAN KOVALANIR

2022, Ben geldim!

"Dünyayı Güzellik Kurtaracak, Bir İnsanı Sevmekle Başlayacak Herşey"