DÜNYA,HAYAT,İNSAN(LIK),KÖTÜLÜK,MASUMİYET v.s.
İki gündür çevremde yine bana başlıkta yazdığım kavramları sorgulatacak gelişmeler oluyor maalesef. Dün Gaziantep Adliyesi önünde bir mafya bozuntusunun açtığı ateş sonucu 5 masum insan hayatını kaybetti! O insanları tanımıyorum ama masumiyetleri olayla alakalarının olmamasından kaynaklanıyor. Bir de olayın faili olan "şey" çıkıp pişman değilim diye bağırıyor! Ha dünyada ve bizim ülkemizde böyle bir olay ilk defa mı yaşanıyor? Ne yazık ki hayır. Ama insanın yakınında olunca daha bir inanılmaz ve dehşet verici geliyor.
İkinci olay ise bir yakınımın iki gün önce başına gelen çok kötü bir olay. Yirmi üç yaşında bir çocuğu dört kişi kaçırıp öldüresiye darp ediyor ve çocuk saatler sonra tesadüfen polis tarafından bulunup ölümün eşiğinden dönüyor. Ve benim gerçekten çok yakınım. Ben bu cümleleri yazarken bile dehşete düşüp ellerim titrerken benimle aynı türden olan canlılar birilerinin canına, malına, hayatına, gururuna, her şeyine kastediyor. Bizim gibi saflara da çokça üzülmek ve şaşırmak düşüyor.
"Hayat çok acımasız" sloganıyla sık sık hayata çatarken insanların birbirine ettiğini görmek şaşkınlığımı daha da arttırıyor. Sanırım biz hatayı "insan" kavramının altını doldururken yaptık. Eğer doğru tanımlamış olsaydık bunu, insanların icraatları karşısında bu kadar dehşet, şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşıyor olmazdık. İnsanlara ilk anda hayvan diye hakaret ederken çok büyük hata ettik yıllarca. Çünkü hayvan, hayvandır ve sadece doğası gereği kodlanmış olduğu şeyleri yapar. Mesela "bu köpekten hiç beklemezdim bunu" diye bir sitem duydunuz mu hiç? Duymazsınız, çünkü bir köpek köpek gibi davranır. Ortalığı kirletir, havlar, duruma göre ısırır ve bunların hepsi "doğal"dır. Ama insan böyle bir şey değil işte.
İnsanlık tarihiyle ilgili çok fazla bilgiye sahip değilim ama insanın ilkelliğinin zaman geçtikçe değiştiğini düşünmüyorum. Evde yaşıyor ama evcilleşmiyor, uygarlıklar kuruyor ama uygarlaşmıyor bir türlü. Acaba birkaç milyon sene daha mı gerekiyor, bilmiyorum. Ama yaşadığım her gün biraz daha hayal kırıklığına uğruyorum türümüze dair. Ben ailemden şu ana kadar (yaklaşık otuz yıldır) hiç kötülük telkini duymadım ve görmedim. Benim ailem de ermiş kişilerden falan oluşmuyor. Üstelik insanlardan kötülük gelebileceğine dair bir uyarı da almadım. Sanırım bu sebepten bu kadar afallıyorum hayatta. Biz iyi insanlarız gibi bir mesaj vermeye çalışmıyorum kesinlikle. Bizimki olsa olsa saflık ya da ahmaklık olur.
Tam insana olan inancımı yitirmişken yaklaşık iki yaşında olan oğluma bakıyorum, bu kez insanın kötülüğü fikri inanılmaz geliyor. Dünyaya bu kadar masum gelen bir canlı nasıl oluyor da başka canlıları hatta türdeşlerini öldürebilen bir şeye dönüşüyor? Bilen anlayan varsa söylesin lütfen. İnsan en üstün canlıdır diyen kimdi sahi? Varsın insan üstün canlı oladursun ben sevgili Erkan Oğur'a katılmadan edemeyeceğim.
“insan değil de ağaç olsam
dallarımın arasından rüzgarlar esse yapraklarım, çiçeklerim, meyvelerim olsa!
mevsimleri yaşasam…köklerimle toprağın derinliklerine sarılsam.
kuşlar konsa dallarıma, yuva bile yapsalar…böcekler, karıncalar yollansalar içime…
çürütseler oralarımı, ballarım, sakızlarım olsa…
gövdeme bir insan yaslanıp uyusa…
ben bunları hiç bilmesem, sadece ağaç olsam…”
Yorumlar
Yorum Gönder