DİLBER'İN SEKİZ GÜNÜ

Bugün ikinci defa "Dilber'in Sekiz Günü" filmini izledim. İlk izlediğimde başını izleyememiştim. İkincide tamamını izledim fakat  birkaç kötü oyunculuk ve iyi analiz edilmemiş detaylar dışında pek birşey kaçırmamış olduğumu farkettim.



Öcelikle izlemeyenler için kısaca filmin konusunu anlatayım;
Film Mardin'in oldukça küçük bir köyünde başlıyor ve bir kasabada devam ediyor. Dilber (Nesrin Cavadzade) ile Ali uzun yıllardır birbirini sever ama babası Ali'yi beşik kertmesiyle evlendirmek ister ve Ali babasına karşı çıkamayarak evlenir. Bu kararı düğününden bir gün önce Dilber'e açıklar. Haberi alan Dilber sinir krizi geçirerek kendini ahıra kapatır,hiçbir şey yiyip içmez ve köye gelip kendisini ilk isteyecek adamla evleneceğini söyler. Ahıra kapandığının 3. günü bir ayağı aksak,kasabanın okulunda müstahdem olarak çalışan Mehmet (Fırat Tanış)  görücü olarak gelir. Dilber evlenmeyi kabul eder ve aynı gün valizini alıp Mehmet'in peşisıra kasabaya gider. Bundan sonrasını izleyen gözlere bırakıyorum.


Fırat Tanış ve Nesrin Cavadzade'nin oyunculukları gerçekten harikulade. Zaten benim bu yazıyı yazmak isteme sebebim de tam olarak bu. Filmde Fırat' ın ilk göründüğü andan itibaren herşey değişiveriyor zaten. Asıl film orada başlıyor. O kadar sessiz sedasız, o kadar az cümleyle ancak bu kadar güzel bir oyunculuk çıkarılabilir. Nesrin'in de Fırat'tan geri kalır yanı yok. Üstelik oyunculuğunu süsleyen güzelliği var bir de fazladan. Her iki başrol oyuncusunun da bakış ve mimik kullanımı inanılmaz etkileyici. Karakterlere bu kadar iyi can verebilmek için rolü gerçekten içlerinde hissetmiş olmalılar.


Sanırım oyunculara bu kadar methiye yeter. Beni oyunculukların yanısıra aralarındaki ilişki de çok etkiledi. Bizim, teknolojinin tozuna dumanına bulanmış "plastik" evliliklerimizin çoğundan çok daha dolu dolu ve anlamlıydı onların 5 günlük evliliği. Belki de çok az konuştukları için, konuşmadan birbirlerini anlamaya gayret ettikleri için öyle görünüyordu. Bizim ilişkilerimizdeki gibi "beni gör,beni duy,beni anla" çığlıkları yoktu aralarındaki sessiz diyalogda. Belki de buydu özel olan ve etkileyen.
Sonuç olarak hayatı detaylardan takip etmeyi sevenler için ısrarla tavsiye edeceğim bir film oldu Dilber'in Sekiz Günü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2022, Ben geldim!

KAÇAN KOVALANIR

"Dünyayı Güzellik Kurtaracak, Bir İnsanı Sevmekle Başlayacak Herşey"